Kalça kırığı toplumda en fazla ileri yaşta olanlarda ve osteoporotik kemik yapısı bulunan kişilerde gözlenmektedir. Yaşlı kişilerde kalça kırığı oluşmasında en önemli eten osteoporoz yani kemik erimesidir. Kalça kırığının oluşmasında en önemli etken evde düşme, ayağın takılmasıyla birlikte dengenin kaybedilmesidir. Genç yaştakilerde ise trafik kazaları, yüksekten düşme gibi etkenler kalça kırığına yol açabilir. Kadınlar kalça kırığı bakımından erkeklere nazaran 3-4 kat daha risklidir. Menopoz döneminden sonra kemik erimesinin daha yaygın olması nedeniyle kadınlarda kalça kırığı daha fazla görülür. Kemiklerin zayıflaması en ufak bir ani harekette kalça kırığı oluşmasına neden olabilir. Ayrıca yaşlanmayla birlikte görmede azalma, kas gücünde zayıflama gibi etkenlerde bireylerde düşmeye karşı yatkınlığa yol açar. Yaşı bir kişinin ayakta olduğunda yere düşmesi kalça çıkığı için yeterli enerjiyi oluşturabilir. Fakat yaşlılardaki düşme nedeniyle kalça kırığı oluşma oranı buna rağmen %2 seviyesindedir.

Kalça kırığı oluşan hastalardaki bulgular genellikle kasık ve kalçada şiddetli ağrı, düşmenin sonucunda yerden kalkamamak, kalsalar bile yürüdüklerinde oluşan şiddetli ağrı şeklinde olur. Hastanın fiziki muayenesi sırasında kalça kırığının oluştuğu bacakta kısalık, bu taraftaki ayakta dışa dönme, kalça hareketinde ağrı hissedilmesi gibi sorunlar tespit edilir.

Kalça kırığı tanısı için hastanın fiziki muayenesi yanında röntgen çekilmesi yeterli olur. Özellikle kaymış olan kalça kırığı tanısı daha kolay konur. Hastada yürüyememe, kalçada şiddeti artan ağrı belirgin şekildedir. Bu yüzden fiziki muayene sonucunda hastadaki kalça kırığı tespiti kolay yapılabilir. Röntgen tanıyı kesinleştiren bir tetkiktir. Gerekli görülen hallerde MR, bilgisayarlı tomografi tetkiklerine de başvurulabilir.

Yaşlılarda kalça kırığının daha fazla görülmesi, bunun yanında hastalardaki başka hastalıklarında olması nedeniyle vücuttaki metabolik denge bir anda bozulur. Kalça kırığı sonucunda yataktan kalkamayacak duruma gelen hastalarda gerekli bakım yapılmadığı takdirde, yatma nedeniyle bası yaraları oluşabilir. Bu yaraların tedavisi oldukça zordur. Sürekli yatma yüzünden hastalarda meydana gelen pıhtıların beyne, akciğere yani hayati organlara gitme riski de oluşabilir. Bu sorun hastanın yaşamını riske atabilir. Ayrıca hastadaki diğer hastalıklarında ağırlaşma riski olur. Kişilerin uzun süre yatağa bağlı olarak yaşaması genel sağlığın bozulmasına neden olabilir.

Kalça kırığı tedavisinde amaç hastanın en kısa sürede yatağa bağımlı olmasını önleme ve yürümesini sağlamaktır. Bu yüzden en önemli tedavi şekli cerrahi girişimlerdir. Hastalarda kalça kırığının çivi yardımıyla sabitlenmesi ve kalça protezi uygulaması cerrahi tedavinin temelini oluşturur. Özellikle genç yaştaki hastalarda ve yaşına rağmen dinç olan yaşlılarda çivi uygulaması tercih edilir. Hastalardaki kemik kalitesi düşük olduğu zaman, nörolojik hastalığı, Parkinson, demans, epilepsi gibi hastalıkları olanlarda ise kalça protezi uygulaması tercih edilir. Bu tedavi yöntemlerinde hastalar kısa sürede yeniden yürüme olanağına kavuşur. Kalça protezi uygulanan hastalar daha erken dönemde ayağa kalkabilir. Bu tedavi sürecinde pıhtı oluşmasını engelleyebilmek içinde kan sulandırıcı ilaçlar tedaviye eklenir.

Kalça kırığı riski olan kişilerin günlük yaşamında daha dikkatli olması, kırıkların önlenmesi açısından önemlidir. Bundan korunmak kalça kırığı tedavisinden daha kolay olabilir. Bu nedenle kişilerin düşme riskini azaltacak şekilde evdeki eşyaların düzenlenmesi, aydınlatmanın yeterli düzeyde olması sağlanmalıdır.

1 Yorum Yapılmış "Kalça Kırığı"